Aşık olmak ya da olmamak…

November 28th, 2005

Gerçekten aşk var mı yok mu bilmiyorum. Olduğuna inanmak istiyorum ama sonrasında başka bir soru daha beliriveriyor aklımda: Aşk varsa, aşık olmak istiyor muyum? Bu soruya farklı zamanlarda evet dediğim de oluyor hayır dediğimde. çünkü aşk öyle bir şey ki çoğu zaman acıyı beraberinde getiriyor ve aşık olmak için acı çekmeyi göze almanız gerekebiliyor. Keşke acı olmadan aşk da olabilse o zaman ne kadar kolay olurdu her şey. Ama kendi kendinize eşlik ederken şarkıya, Sevdiğim başka, sevenim başka kısmını hissederek söylüyorsanız o acıyı vücudunuzun her yerinde hissediyorsunuz demektir. Ne vahimdir ki işte aşk o zaman sizin için acının başladığı yerde karşınıza çıkmıştır…

Aşk varsa hayatınızda mutluluğu yakalamak için çok fazla şey beklemezsiniz aslında; sevdiğinizin elini tutmak, onun gözlerine dakikalarca bakmak, onun sevdiği şarkıyı sırf o seviyor diye dinlemek çoğu zaman mutluluğu iliklerinize kadar hissedebilmeniz için yeterli olacaktır. Her şey iyi güzel de bu kadar kolay mı peki mutluluğu yakalamak? Gerçekten size değer veren birini bulduysanız kolay evet. Ancak önemli olan size değer veren birini bulabilmek zaten. işte aşk denilen şeyin temelinde de size gerçekten değer veren insanı bulmak için hayatınızda nelerden vazgeçebileceğiniz yatıyor. Birçok şeyi feda ediyorsunuz aşk uğrunda ve karşıdaki insandan da bazı fedakarlıklarda bulunmasını umuyorsunuz. Ancak herkes aşka sizin baktığınız gözle bakmıyor. Sanki aşk bir oyunmuş ve sevenler de oyuncularıymış bu oyunun ve sonra… oyunun içinde buluveriyorsunuz kendinizi birdenbire hem de hiç istemediğiniz halde. Durum böyle olunca oyunu kurala göre oynayamayanlar birer birer eleniyor ve yeniden en başa dönüyorsunuz. Size kalan sadece üzüntü ve keder. O andan itibaren artık aşkın bir oyun olduğunu acı gerçeklerle tecrübe ettiğiniz için bakış açınız değişiyor ve sadece oyunun bir parçası olmak için aşık olmaya başlıyorsunuz. Aşkın masumluğuna vurulan en büyük darbe olduğunu bile bile sadece oyunu kazanmak için oynuyorsunuz. Meğerse aşk, sevgili için beslediğiniz o güzel duyguların yeri olmadığı bir kavram imiş. Ama o oyunu bir kere oynamadan bilemiyorsunuz ki öyle olduğunu. Sonra keşke bu oyunu hiç oynamasaydım da aşkı hep samimi, masum ve ulaşılmaz olarak bilmeye devam etseydim diye geçiriyorsunuz içinizden. Aynı zamanda dünyada aşk olmasaydı diye düşünüp hayatın ne kadar güvenli, ne kadar sakin ve ne kadar sıkıcı olacağı fikrine kapılıyorsunuz. Ve bu çelişki beyninizin içinde dönüp dururken yaşamaya çalışıyorsunuz.

Aşık olmak ya da olmamak… işte bütün mesele bu.

LeoN

Köşedeki tüm yazılar :

konuk yazarlar

3 adet wıbılan wıbılana Durma, sen de wıçkır:

  • 1. blade  |  November 28th, 2005 at 15:45

    korkum o ki, üstad Leon, cok iyi yazmissin. yuksek lisans yaptigin konularda bu icten ve yerinde tesbitlerle bizi aydinlattigin icin cok tesekkurler. Sahsen biraz daha uzun ve detayli tesbitlere yer vermenizi isterdim cunku tecrube konusuyor, bize de dinlemek duser :)

  • 2. LeoN  |  November 28th, 2005 at 18:47

    Yorumun için teÅŸekkür ediyorum blade. Yalnız hiçbir zaman üstad olduğumu düÅŸünmedim ben, kendi meÅŸrebimizce birÅŸeyler söylemeye çalıÅŸıyoruz dilimiz döndüğünce.

  • 3. kuvars  |  November 29th, 2005 at 22:49

    aslında son zmaanlarda gördügüm en dogru ve yerinde tespitler bunlar…
    ama sanki eksik gibi;ne bileyim sadece “gercekten” deger veren birini bulmak da yetmiyor gibi…yada asıl mesele ne sekılde deger verildiginde yatıyor.insan olarak mı yoksa farklı -bambaska bır ınsan olarak mı?
    ask olarak nitelendirilen duygu bambaska olarak anılmaktan gecer.sen farklısındır;kımse senın gıbı degıldır onun gozunde ve sonucta elınde tuttugun seydır ask.
    ben elde edemedım;ama sımdı dusunuyorum da elde etmek ıcın ugrasmak da anlamsızmıs.sana katılıyorum leon bu oyunu oynamak onun masumıyetını öldürüyor sadece…

Wıbıl:

Buraya wıbılanlar:  | 


Köşeler

En Son Yazılar