imam Hatipli Milyoner

January 31st, 2008

Kaç zamandır medyanın fasonluklarını derleyeyim sonra unutuyorum diyordum, buradan başlayayım, başlayalım. Efendim, Posta adlı gazete sözde “çok gizli” yakın dostlarından öğrendikleri bilgiye dayanarak yılbaşı piyango ikramiyesini (tarih de verelim: 2007) kazanan 4 kişiden birinin imam-hatipli olduğunu iddia etmişti. Bu tamamen uydurma, sallama ve sıkmasyon sözde haber o kadar ciddiye alındı ki, başta Hürriyet olmak üzere tüm medyam büyük bir iştahla atıldı, nasiplendi, köşe yazılarını süsledi, akşam bültenlerine konu oldu, mizah dergilerine kadar ulaştı.

Hatta, durun, beraber bakalım, ne tür bir halt yemiş bu hayalet imam-hatipli:

Ha, bu arada unutturmayayım, bu kurgu/senaryo Erdoğan Aktaş (kendisi yazar oluyor, bir de Star TV’de önemli bir şey çok yükseklerde öyle böyle değil) Beyefendi’dir..

Aktaş neler yazmış.. bakalım.

önce, bu olay için “bir gazeteci olarak karşılaştığım en çarpıcı öykü.” demiş. O derece ciddi yani. ikramiye kazanan olmayan imam hatip öğrencisi bu derece içler yakan, yürek burkan, insanlık dramına sebep olmakta.

Devam ediyoruz. …olayın kahramanı ile bir kez temas kurabildik, ardından bir daha kendisine ulaşamadık. çünkü çok ciddi korkuları vardı. Evet. Aktaş, bu şahsı tanıdığını, temas kurduğunu söylemiş. Åžehrini ve adını da bildiğini yazıda belirtiyor. Ama bakıyoruz ki Milli Piyango idaresi 4 talihliye de çeklerini vermiş, takır takır ödemesini yapmış… imam Hatipli nerede? Hani korkuyordu, haramdı?

Bak hele… Gencecik bir çocuk. ikramiyenin kendisine çıktığını, ancak bir türlü alamadığın söylüyor. çünkü o bir imam hatip lisesi öğrencisi ve piyango onun için kumar. Evet. Burada satır arasında neler neler var. O bir imam hatip öğrencisi ve piyango onun için kumar.. Yani… islam dini piyangoyu haram kılmış, bunu işin erbabı, ilmini tahsil etmiş tüm din alimleri yüzyıllarca fikir birliği ederek söylüyorlar ama… “O bir imam hatip öğrencisi” Sorun imam hatipte… Bu şahıs Anadolu Lisesi veya Fen Lisesinde okuyor olsa idi ve “haram” diye almıyorum demiş olsaydı (sahi böyle biri yok zaten de) bu derece vurgulanmazdı sanırım. Oturup kafa yorsam arkadaşlarla, “piyango kumardır” ve “imam hatip” gibi iki güzide ve muhteşem tanımı yan yana koymaktan daha ulvi daha sükseye namzet bir köşe yazısı bulamazdık muhtemelen. Ateş ile barut, Leyla ile Mecnun, Oya ile Bora gibi; haram ve imamhatipli.. Of hele başına bir de “gencecik gül gibi çocuk” lafını oturtup “bu yaşta beyinlerini yıkamış yobazlar” duygusunu da harmanladık mı… amanın… dadından yenmez ki.. Biz yiyemedik en azından.

çünkü piyango almak ona anlatıldığına göre günah. Zaten okuduğu imam hatip lisesindeki arkadaşlarına bile söylememiş piyango aldığını. Karşılaşacağı eleştirilerden çekinip, biletini kimseye göstermemiş. Evet.. Ona anlatıldığına göre.. E bu Kur’an’da yazıyor? Burada çaktırmadan sağdan gelen bir kroşe görüyoruz ki geliş istikameti sol gibi görünüyor, hafif de yalpalı. Ona anlatılan denmekte. Peki anlatılan nereden alıntılanmakta? ı-ıh, cıss, oraya girmek olmaz, oraya girilirse iş ciddiye biner, tez ve anti-tez muhabbetleri döner; karşısına piyangonun topluma zararı, ahlaka zararı, dağıttığı yuvalar ile başlayan sayfalarca kanıt ve ardından Vahy’in kendisi gösterilince bu sefer oturup düşünmek gerekecek, motoru çalıştırıp beyni zorlamak gerekecek azizim. Kim uğraşır bunla yahu.

Buradan sonrası bir halk masalı gibi. Ben sadece “Keloğlan” kısmını ekledim, kalan bölümler orijinal yazı… Keloğlan Yeni yılın ilk günü de, gazeteyi açmış ve kazanan numaraları incelemeye başlamış. Numaraları kontrol edince, Keloğlan gözlerine inanamamış. Keloğlan Büyük ikramiyeyi kazandığından emin olunca, önce sevinmiş, sonra üzerine karabasan çökmüş. Keloğlan Ben günah işledim, bu ikramiyeyi alamam diye kara kara düşünmüş. mış mış mış miş miş miş muş muş muş

Ve mükemmel bitiş sahnesi:

Bu olay başlı başına bir Türkiye gerçeği.

Sıkı durun, sadede geliyoruz. Temsil-i hikayeciği niye dinledik, şundan dolayı:

Her şeyden önce, ortada çok önemli bir mahalle baskısı örneği var.

Oy oy oy, mahalle baskısına geldik yine. Daktiloda derlenen bir baskı türü olmalı, patates baskı, renksiz baskı, kuşe kağıda baskı, A4 baskı gibi bir şey… Düzmece bir hikaye uydurunca da mahalle baskısı oluyor. Bilmeyenlere küpe olsun, sonra nedir bu demeyin, artık sağda solda daha da sık göreceksiniz.

Evet, herkes hata yapabilir. Biri Sayın Aktaş’ı kandırmış, kafa bulmuş da olabilir. Fakat bu haber günlerce medyayı işgal etti, haksız yere bir eğitim kurumu, onun öğrencileri ve en önemlisi, dini ve ahlaki sebeplerle piyango ve loto gibi oyunların “kumar” olduğunu düşünen bir kesim aşağılandı, yıpratıldı ve eleştirildi.

Hepsi, olmayan, varolmayna bir kurgunun sonucu fitillendi.

Sayın Aktaş yanıldığını öğrenince bir özür yazısı kalema alacaktır eminim.

- HNNV

Köşedeki tüm yazılar :

konuk yazarlar


Köşeler

En Son Yazılar