örnekleme Davranışı

March 18th, 2008

örnek almak insanın yaratılışında olan bir unsur… Hem psikolojik anlamda, hem de sosyolojik anlamda çok konuyu ilgilendiren bu durum, aslında çok karşılaşılan ve fark edilmeyen bir hayalet gibi hayatımızın her anında kendine yer etmiş. Bireyin yaşamında karşılaşabileceği birçok şey gibi, örnek alma ve ilintili diğer paralelleri de, iyi yorumlanabildiği gibi kötü taraflara da çekilebilmekte. Hiçbir şeyi tadında yaşamayı beceremeyen uç toplumlar içinse, bu spektrumdaki genişlik tahmin edilenden daha fazla olabiliyor.

Artı yada eksi yönlerine bakmadan önce, örnek almanın hayatımıza ne denli girdiğine kısaca değinelim. Trafikte öndeki aracı takip etmemiz, sırada beklememiz, yöresel yada şehir ağzına uygun şekilde konuşmamız ve üslubumuz, giydiğimiz elbiselerimiz; kısaca hayatımızın her noktasında örneklemeden faydalanır ve etkileniriz. insan olmanın gereği anlamında, optimum noktada yoğunlaştığımızda toplum ortalamasına da yaklaşmış olmanın verdiği doğal bir birleşim ve çekim de mevcuttur. Ancak bu doğal birleşim aralığında ve dolayısıyla bu çekimin etkisinde olmadan etkilenen davranışlarımız da yok değildir.

Psikolojik anlamda ele alındığında, örnek almadan bir şeyi ilk defa gerçekleştirmenin zorluğu ve bu riskin iticiliği kişi için sürekli güncelliğini koruyan bir faktördür. Pazarlama alanında bile, böylesine bir riski daha önce almış insanların seçimlerini benimsemek de bu özelliğin ürünüdür. örneğin daha önceden araştırıp ve sıfır km bir araç almış olan bir tanıdığınızın sözleri, sizin için araçların teknik verilerinden daha etkili olabilir. Olumlu ve olumsuz anlamda… Bu yüzden tekrar onlarca seçim arasından doğruyu seçebilmek adına hareket ederken, kişisel tercihlerden ve beğenilerden uzaklaşıp, tarif edilen yol üzerine hareket etmede daha kararlı olunabilmektedir.

emobybebzgx4 örnekleme Davranışı

Olayın sosyolojik boyutu ele alındığında akla gelen ilk kavramlardan olan sürü psikolojisi ise, örnekleme davranışının kitleler tarafından benimsenmesi sonucunda oluşan durumu nitelemektedir. Güncel yada görünmez (eski) bir önderin arkasından insanların büyük kitleler halinde sürüklenmesine sürü psikolojisi diyebiliriz. insanların çok azı yönetici yetkinliğine sahiptir, aksi durumda zaten toplum hayatı mümkün olamaz. Sürü psikolojisi ise, yönetici vasfına sahip olmayan yada çeşitli sebeplerden bunu istemeyen bireylerin, hem kendilerini hem de başkalarını tehlikeye atmamak üzere, karar verme yetkilerini bir lidere teslim etmelerinden ibarettir. Gelişmiş ülke demokrasileri buna olası en büyük örneklerden biridir. Kitleleri sürü psikolojisine iten temel güdü ise, ortak ihtiyaçlar ve beraber hareket etme gerekliliğidir. Köylerdeki imeceden, devletlerarası ittifaklara kadar durum bu şekildedir. Buradaki sonucu etkileyen temel faktör ise, kitleleri peşinden sürükleyecek olan liderin karakteristik özellikleridir.

örneklemenin Dini boyutunda ise, Yaratıcı, insanlara en güzel, en uygun ve en kolay yoldan öğütlemeyi bir Peygamber vasıtasıyla gerçekleştirmiştir. ilahi kitaplara ek olarak, çok sayıda Peygamber gönderilmesinin sebebi de insanın sadece yazılara yada kurallara bakarak hayatını düzenleyemeyeceği; daha çok görerek, yaşayarak öğreneceği şekilde en uygun noktaya doğru yaklaşılabileceğine dayanmaktadır. insan için en kolay öğrenme yolu, okuyarak, görerek yada dinleyerek değil, bizzat yaparak öğrenmektir. Bu sürecin kolaylığının getirdiği bir de deneme yanılma riski mevcut olduğundan, Dini kurallardan günlük seçimlere, insanlar kendinden önce aynı yolda yürümüş insanların ayak izinden gitmeyi kendi ihtiyaç, beklenti ve tercihlerinden önce sayabilirler.

Sosyal bir yaratık olan insan için, elbette her bireyin kafasına göre hareket etmesi, medeni ihtiyaçlara cevap vermeyecek bir durum meydana getirirdi. Bu yüzden, örneklemenin ve bunun sosyal boyutunun kontrol altında tutulması, hem yasalarla, hem de yazılı olmayan kurallarla sürekli desteklenmektedir. Kişinin, toplum zararına olabilecek davranışlardan kaçınması (Bir sıraya kaynak yapması, trafik ışığında kırmızıda geçmesi vb) ve sosyal düzenin, karmaşa ortamından mümkün olduğu kadar uzak tutulabilmesi için gereklidir. Ancak örnek alma davranışı, bunun bir adım ötesine geçtiğinde ise, kişi benliğini kaybedebilmekte, üzerine giyeceği elbiseyi kendi beğenmesinden önce başkalarının beğenilerine göre seçmektedir. Bu problem, kişinin hayat tarzının tamamına yansıdığında ise, yıllar sonunda ortaya çıkan birey, kişinin kendisi değil, çevresinin, akrabalarının ve ailesinin istediği biri haline gelecektir. Daha doğrusu hiç kimse haline gelecektir.

Bu gibi istenmeyen durumlardan mümkün olduğunca kaçınmak adına yapılması gereken, insan hayatının her bölümünde olduğu gibi dengeyi tutturabilmek ten geçmektedir. Ne toplum huzurunu bozacak derecede asi ve bencil, ne de kendi benliğini yitirecek derecede örnekleme davranışına boğulmuş bireyler istenilen en uygun noktayı temsil etmektedir. Böylece insanlar, kendileri üzerinde çok ağır etkisini süren ama fark etmedikleri Sosyal Baskı yı azaltmış, hem de sosyal düzen içerisinde olabilecek en uyumlu şekilde yaşayabilmiş olurlar. Her kafadan bir ses çıkmasından ziyade, üzerinde yeterince düşündükten sonra seçilen liderin arkasından gitmek; son ses rock müzik gürültüsüyle çevredekileri rahatsız etmek yerine kişinin çevresinden aldığı verilerle kendi zevkini birleştirerek elde ettiği yorumla sanatsal ve entelektüel eserleri takip etmek; çevresinin iyi yada güvenilir bulacağı bir işten ziyade maddi olanakları daha düşük bile olsa, kişinin beklentilerine ve ilgi alanlarına daha uygun bir işte çalışmak gibi hayatın birçok noktasında aslında görünmeyen ancak bireylerin ruh ve beden sağlığında önemli rol oynayan noktalara dikkat ettikten sonra örneklemenin ve sürü psikolojisinin çıkarabileceği sorunlardan korkmaya gerek yok. Yapılan iş ne olursa olsun, verilen karar ne olursa olsun; birey, kendi hareketlerinin farkındalığını yitirmedikçe atılmış adımlarda tereddüt etmemek gerekli. Zaten adımı atmanın öncesinde olayın her boyutu ele alındığı için, bilinçli atılan adım üzerinde daha fazla düşünmeye ve enerji harcamaya lüzum yok demektir.

- Burak Bakay

Köşedeki tüm yazılar :

toz ve çamur


Köşeler

En Son Yazılar